top of page
  • Yazarın fotoğrafıYaman

Seyfi İşman Arşivi

Güncelleme tarihi: 29 Kas 2021

Burgaz (ADA) Açık Dijital Arşivi'ne çok değerli bir katkı da Burgazada sevdalısı Seyfi İşman'dan geldi. Paylaşmış olduğu aile fotoğraflarının yanı sıra birbirinden güzel şiirleri ile duygularımıza tercüman oldu. Yakın zamanda ''Burgaz'ı Dinliyorum'' adlı bir video da hazırladı. Bu kısa girizgâhtan sonra sizi şairin dediği gibi Burgaz'ı dinlemek üzere eserleriyle başbaşa bırakıyorum.


Burgaz'ı Dinliyorum Video


Arşiv


Seyfi İşman, abisi Selim İşman ile...arkada İndos yokuşu



ŞİİRLER


Sayın Orhan Veli izniyle Burgaz'ı Dinliyorum Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir poyraz esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Kıyıda iskelede Balıkçıların sesleri Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Leylekler gidiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor kayıklarda Çocukların suya değiyor ayakları; Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin İskele meydanı Cıvıl cıvıl Deniz kulüpleri Martı dolu damlar Karga sesleri geliyor ağaçlardan Güzelim Eylül rüzgarında çam kokuları Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kelebek çırpınıyor zakkum dalında Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor çamların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; Burgaz’ı dinliyorum.


Burgazdayım Sabah saatin altısı Bir Ezan sesi geliyor uzaktan Uyandım mı ,bilmiyorum Ardından bir martının sesi ,sonra bir tane daha Onlarca martı bağırıyor ,şimdi uyandırıyorlar beni Daha çok erken uyumak istiyorum,ama olsun ,uyanayım … Burgaz dayım…nasıl olsa. Güneşin çıkışını göreyim Maltepe üstünden Sonra kargaları işiteyim ve de tabii ki horozun sesini Çocukluğumu hatırlayayım,6 yaşımı 10 yaşımı Çakıltaşın daki çocukluğuma gideyim… Babalarımızın vapurdan gelişlerini Yokuştan aşağı koşmayı , Yarış etmeyi Yani ile Koko ile. Kim daha çabuk varacak babasına diye O günleri hatırlarım ara sıra….hüzünlenirim. Nedeni yok. Papuları vardı onların.Aksi ,gülmeyen, korkardım ondan Bir çam ağacı dikmişti mahallenin tam ortasına Dokuz taş oynayamazsın, tilki tilki saat kaç diyemezsin.. En büyüğümüz Jano ,kezab dökerdi her akşam komşular uyurken. Şimdi bir görseniz ağacı ,adanın en büyük çamı olmuş. Nerdesiniz Toto, Alex,Angela ,Simo ,Mimi ,Argiri ,Ercument,Nilufer Nerdesiniz Sarika ,Cefi,Laki ,Suzi, Rifka ,Çeli, Daniyel ,Beki Madam Atinula,Madam Urania , Madam İnes,Madam Linda...annemin arkadaşları. Nerdesin Mösyö Dimitri bana sinemayı sevdiren Her akşam, duvara perde gerip, film oynatan Totonun babası Mösyö Dimitri. Neredesin Mister Michael .Bügün bana kaç tane tenis topu vereceksin? Neredesiniz Anne Baba, bana Burgazı hediye eden canlarım. Eminim aramızda olmayanlar, ziyaret ederler her yaz ,adayı Öyle değimli Argiri? Kaç kere çıkardık Fatmanın İncir ağaçlarına? Hatırlarmısın “Fatma İncir hırsızı var”sözlerini Nasıl da yakalanmıştım bir keresinde. Korkudan üstüme yapmıştım hiç unutmam Ve de ordumuzu …6 kişilik . Çamlardaki Karargahı Saat dokuzda kilisenin çanı çalacak Gine döneceğim hatıralarıma kaç sene geriye gideceğim bilmem…. Bildiğim ;Burgaz sokaklarında Rumca duysam .. Peşlerine takılmamın Yunan turistlerin,belki de eski adalıların. Eskiyi hatırlamak için,mahallemi işitmek için... Binerler ,süzüle süzüle gelen yeni vapurlara . Oysa “Paşabahçe” görürüm seni arada bir Haliçte Üzgün ,sessiz, paslı, yorgun….. En çok seni severdim. Beklerdim inatla seninle gitmek için. Gururla sana bindiğimi söylemek için. İşte bir vapur sesi .İlk vapur . Kaptan .Çalma düdüğü böyle Burgazlılar uyuyor ,uyandıracaksın herkesi…. Ama olsun erken kalksın insanlar ,adalılar Şükretsinler güzelliklere ,şükretsinler bağıran martılara ,kargalara Adada yaşamanın bilincine varsınlar Farkındayım ben ,biliyor musun ?Mutluyum .Burgazlıyım Burgazlım Sevgi nedir diye sorsalar Bir duygudur derim Tanımla derseler Sınırlarım ,yapamam derim Kimedir,neyedir diye ısrar etseler Tanrıya olur ,aileye olur, vatana olur Çeşitlidir, renklidir derim Fakat ,Tanrıya olan sevginle Benim sevgim, aynı değil Anneye olan Seninkiyle benimki , o da aynı değil Babaya olan, eşe, çocuğa ,aileye olan Gine aynı değil Vatan sevgimiz de öyle Sanat sevgisi de Sen ayrı hissedersin, ben ayrı Sen başka duygulanırsın, Ben başka duygulanırım……………derim Ama bir tane var ki aynı… Senin sevgin, benim sevgim aynı Burgazlım Ne yaşadıysan orada, bende yaşadım Ne gördüysen orada, ben de gördüm Ne kokladıysan orada, ben de kokladım Ben de duygulandım senin gibi Heybeliden mehtabın çıkışını seyrederken.. Ben de sevindim senin gibi Haziran başında Ben de hüzünlendim senin gibi Eylülde İçim yandı yandığında, senin içinin yandığı gibi… Burgazlım, arkadaşım, “ada”şım Seni şahsen tanımazsam da Kış günü ,görürsem seni eğer, şehrin bir yerinde Bakarım arkandan ,hatırlamak için, yazı,adamızı Bilirim sen de yaparsın aynı şeyi İşte sevgi bu duygudur Bunu orada yaşayan anlar, yaşayan bilir Değil mi Burgazlım?


Beyaz Burgaz Karlı bir şubat sabahı bindim vapura Özlediğim adamı beyazlar içinde görmek için Denizin ortasında birkaç inci tanesi gördüm uzakta Ve birazdan karşıma çıkıyor , kuğu gibi Burgaz’ım Kel kalmış tepesi beyazlar içinde , Damlar beyaz ,cami beyaz ,altın haçlı kilise beyaz ,bayrak tepe beyaz Etraf martı dolu ,dekora uyum sağlamışlar, görünmüyorlar Fakat çığlık çığlığa bize de simit atın dercesine İniyorum vapurdan ,bir kişi daha var inen İskelede kimse yok ,üç köpek ,iki kedi Birkaç karga bir o kadar de martı ve bir de ben Kasvet doluyor içime Oysa öylemi olur yazları, çocuklar dolar iskeleye cıvıl cıvıl Pastahane önleri kalabalık ,dondurmacıda kuyruk Lokantalar dolu, tekneler sıra sıra ,sokaklar renkli Ağaçlar yeşil. begonviller mor, zakkumlar pembe beyaz Yeni doğmuş martılar ciyak ciyak ve insanlar şen Yok burası Burgaz değil başka bir yer, bilmiyorum Canım sıkılıyor ayrılmak istiyorum dönmek istiyorum Ama kulağıma ‘Dur gitme ‘diye bir fısıltı geliyor Kim o diyorum kimsin sen .. Kimse yok etrafımda ,tekrar duyuyorum o sesi ‘Kal ne olur ,özledim ben de seni’ diyor ‘Ben senin doğduğun yer değilmliyim Beni yazın mı seversin yalnız Hatıralarla dolu değil miyim Çocukluk yıllarının mutluluğunu unuttun mu Arkadaşlık yeminlerini ,gençlik yıllarını, Kızının kollarımda doğuşunu ağustos sıcağında’ diye devam ediyor Birden ısınıyorum yaz sıcağı değil tabii Ama içim ısınıyor ,hatıralar canlanıyor Tabii ya doğduğum yer burası ,memleketim Üzülüyorum böyle düşündüğüm için Kalıyorum birkaç saat ,etrafta kimse yok ama Sohbet ediyorum kuru ortancalarla, geçen sene diktiğim çamla Görünüyor vapur Heybelinin ucundan İniyorum iskeleye beyaz karlı yoldan Hani ada da kar tutmazmış ,her yer bembeyaz İnanamıyorum burası yaşadığım adamı İskelede yaşlı bir kadın bir çımacı bir de ben Kalkıyor vapur yavaş yavaş süzüle süzüle Dondurucu soğuk var ama dışarıdayım Güle güle diyeceğim sevgilime , Kış uykuna devam et , çabuk geleceğim merak etme

213 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page