Burgaz (ADA) Açık Dijital Arşivi'ne çok değerli bir katkı da Burgazada sevdalısı Seyfi İşman'dan geldi. Paylaşmış olduğu aile fotoğraflarının yanı sıra birbirinden güzel şiirleri ile duygularımıza tercüman oldu. Yakın zamanda ''Burgaz'ı Dinliyorum'' adlı bir video da hazırladı. Bu kısa girizgâhtan sonra sizi şairin dediği gibi Burgaz'ı dinlemek üzere eserleriyle başbaşa bırakıyorum.
Burgaz'ı Dinliyorum Video
Arşiv
ŞİİRLER
Sayın Orhan Veli izniyle Burgaz'ı Dinliyorum Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir poyraz esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Kıyıda iskelede Balıkçıların sesleri Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Leylekler gidiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor kayıklarda Çocukların suya değiyor ayakları; Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin İskele meydanı Cıvıl cıvıl Deniz kulüpleri Martı dolu damlar Karga sesleri geliyor ağaçlardan Güzelim Eylül rüzgarında çam kokuları Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı. Burgaz’ı dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kelebek çırpınıyor zakkum dalında Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor çamların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; Burgaz’ı dinliyorum.
Burgazdayım
Sabah saatin altısı
Bir Ezan sesi geliyor uzaktan
Uyandım mı ,bilmiyorum
Ardından bir martının sesi ,sonra bir tane daha
Onlarca martı bağırıyor ,şimdi uyandırıyorlar beni
Daha çok erken uyumak istiyorum,ama olsun ,uyanayım …
Burgaz dayım…nasıl olsa.
Güneşin çıkışını göreyim Maltepe üstünden
Sonra kargaları işiteyim ve de tabii ki horozun sesini
Çocukluğumu hatırlayayım,6 yaşımı 10 yaşımı
Çakıltaşın daki çocukluğuma gideyim…
Babalarımızın vapurdan gelişlerini
Yokuştan aşağı koşmayı ,
Yarış etmeyi Yani ile Koko ile.
Kim daha çabuk varacak babasına diye
O günleri hatırlarım ara sıra….hüzünlenirim.
Nedeni yok.
Papuları vardı onların.Aksi ,gülmeyen, korkardım ondan
Bir çam ağacı dikmişti mahallenin tam ortasına
Dokuz taş oynayamazsın, tilki tilki saat kaç diyemezsin..
En büyüğümüz Jano ,kezab dökerdi her akşam komşular uyurken.
Şimdi bir görseniz ağacı ,adanın en büyük çamı olmuş.
Nerdesiniz Toto, Alex,Angela ,Simo ,Mimi ,Argiri ,Ercument,Nilufer
Nerdesiniz Sarika ,Cefi,Laki ,Suzi, Rifka ,Çeli, Daniyel ,Beki
Madam Atinula,Madam Urania , Madam İnes,Madam Linda...annemin arkadaşları.
Nerdesin Mösyö Dimitri bana sinemayı sevdiren
Her akşam, duvara perde gerip, film oynatan Totonun babası Mösyö Dimitri.
Neredesin Mister Michael .Bügün bana kaç tane tenis topu vereceksin?
Neredesiniz Anne Baba, bana Burgazı hediye eden canlarım.
Eminim aramızda olmayanlar, ziyaret ederler her yaz ,adayı
Öyle değimli Argiri?
Kaç kere çıkardık Fatmanın İncir ağaçlarına?
Hatırlarmısın “Fatma İncir hırsızı var”sözlerini
Nasıl da yakalanmıştım bir keresinde.
Korkudan üstüme yapmıştım hiç unutmam
Ve de ordumuzu …6 kişilik . Çamlardaki Karargahı
Saat dokuzda kilisenin çanı çalacak
Gine döneceğim hatıralarıma kaç sene geriye gideceğim bilmem….
Bildiğim ;Burgaz sokaklarında Rumca duysam ..
Peşlerine takılmamın Yunan turistlerin,belki de eski adalıların.
Eskiyi hatırlamak için,mahallemi işitmek için...
Binerler ,süzüle süzüle gelen yeni vapurlara .
Oysa “Paşabahçe” görürüm seni arada bir Haliçte
Üzgün ,sessiz, paslı, yorgun…..
En çok seni severdim.
Beklerdim inatla seninle gitmek için.
Gururla sana bindiğimi söylemek için.
İşte bir vapur sesi .İlk vapur .
Kaptan .Çalma düdüğü böyle
Burgazlılar uyuyor ,uyandıracaksın herkesi….
Ama olsun erken kalksın insanlar ,adalılar
Şükretsinler güzelliklere ,şükretsinler bağıran martılara ,kargalara
Adada yaşamanın bilincine varsınlar
Farkındayım ben ,biliyor musun ?Mutluyum .Burgazlıyım
Burgazlım
Sevgi nedir diye sorsalar
Bir duygudur derim
Tanımla derseler
Sınırlarım ,yapamam derim
Kimedir,neyedir diye ısrar etseler
Tanrıya olur ,aileye olur, vatana olur
Çeşitlidir, renklidir derim
Fakat ,Tanrıya olan sevginle
Benim sevgim, aynı değil
Anneye olan
Seninkiyle benimki , o da aynı değil
Babaya olan, eşe, çocuğa ,aileye olan
Gine aynı değil
Vatan sevgimiz de öyle
Sanat sevgisi de
Sen ayrı hissedersin, ben ayrı
Sen başka duygulanırsın,
Ben başka duygulanırım……………derim
Ama bir tane var ki aynı…
Senin sevgin, benim sevgim aynı Burgazlım
Ne yaşadıysan orada, bende yaşadım
Ne gördüysen orada, ben de gördüm
Ne kokladıysan orada, ben de kokladım
Ben de duygulandım senin gibi
Heybeliden mehtabın çıkışını seyrederken..
Ben de sevindim senin gibi Haziran başında
Ben de hüzünlendim senin gibi Eylülde
İçim yandı yandığında, senin içinin yandığı gibi…
Burgazlım, arkadaşım, “ada”şım
Seni şahsen tanımazsam da
Kış günü ,görürsem seni eğer, şehrin bir yerinde
Bakarım arkandan ,hatırlamak için, yazı,adamızı
Bilirim sen de yaparsın aynı şeyi
İşte sevgi bu duygudur
Bunu orada yaşayan anlar, yaşayan bilir
Değil mi Burgazlım?
Beyaz Burgaz
Karlı bir şubat sabahı bindim vapura
Özlediğim adamı beyazlar içinde görmek için
Denizin ortasında birkaç inci tanesi gördüm uzakta
Ve birazdan karşıma çıkıyor , kuğu gibi Burgaz’ım
Kel kalmış tepesi beyazlar içinde ,
Damlar beyaz ,cami beyaz ,altın haçlı kilise beyaz ,bayrak tepe beyaz
Etraf martı dolu ,dekora uyum sağlamışlar, görünmüyorlar
Fakat çığlık çığlığa bize de simit atın dercesine
İniyorum vapurdan ,bir kişi daha var inen
İskelede kimse yok ,üç köpek ,iki kedi
Birkaç karga bir o kadar de martı ve bir de ben
Kasvet doluyor içime
Oysa öylemi olur yazları, çocuklar dolar iskeleye cıvıl cıvıl
Pastahane önleri kalabalık ,dondurmacıda kuyruk
Lokantalar dolu, tekneler sıra sıra ,sokaklar renkli
Ağaçlar yeşil. begonviller mor, zakkumlar pembe beyaz
Yeni doğmuş martılar ciyak ciyak ve insanlar şen
Yok burası Burgaz değil başka bir yer, bilmiyorum
Canım sıkılıyor ayrılmak istiyorum dönmek istiyorum
Ama kulağıma ‘Dur gitme ‘diye bir fısıltı geliyor
Kim o diyorum kimsin sen ..
Kimse yok etrafımda ,tekrar duyuyorum o sesi
‘Kal ne olur ,özledim ben de seni’ diyor
‘Ben senin doğduğun yer değilmliyim
Beni yazın mı seversin yalnız
Hatıralarla dolu değil miyim
Çocukluk yıllarının mutluluğunu unuttun mu
Arkadaşlık yeminlerini ,gençlik yıllarını,
Kızının kollarımda doğuşunu ağustos sıcağında’ diye devam ediyor
Birden ısınıyorum yaz sıcağı değil tabii
Ama içim ısınıyor ,hatıralar canlanıyor
Tabii ya doğduğum yer burası ,memleketim
Üzülüyorum böyle düşündüğüm için
Kalıyorum birkaç saat ,etrafta kimse yok ama
Sohbet ediyorum kuru ortancalarla, geçen sene diktiğim çamla
Görünüyor vapur Heybelinin ucundan
İniyorum iskeleye beyaz karlı yoldan
Hani ada da kar tutmazmış ,her yer bembeyaz
İnanamıyorum burası yaşadığım adamı
İskelede yaşlı bir kadın bir çımacı bir de ben
Kalkıyor vapur yavaş yavaş süzüle süzüle
Dondurucu soğuk var ama dışarıdayım
Güle güle diyeceğim sevgilime ,
Kış uykuna devam et , çabuk geleceğim merak etme
Seyfi İşman Kimdir? https://www.judart.com/seyfi-isman.html
Comments