Son senelerin sularımızda görülen en büyük köpek balıklarından biri Marmara'da nasıl ele geçirildi?
Hafif bir lodos esiyor, Marmara'nın suları küçük kıvrıntılarla puslu, karanlık ufuklara doğru uzayıp gidiyordu. Kınalı ve Burgazadası açıklarındaki oltacı sandalında iki kişi idiler: Siyasal Bilgiler Fakültesi Mezunu ve ömrü Perşembepazarı'ndaki ticarethanesindn ziyade denizde geçen Burgazadalı amatör balıkçı Muvakkar Orhon ile Selimpaşalı Arif. Orkinos avına çıkmışlardı. İri boy bir palamutu sırıtndan yardılar. Beş, altı milimetre kalınlığındaki ip oltanın ucunda sallanan çelik iğneyi alt kısmı başa gelecek ve ucu biraz balığın kafasından çıkacak şekilde yarığın içine yerleştirdiler. Balığın batması ve suyun içinde düz durması için de 150 gram ağırlığında bir demir parçası ile ince bir sopa koydular. Yarığı diktiler. Dibe paralel durması için bir naylon çarmık ile baş tarafından beden teline bağladılar. Bütün bu hazırlıktan sonra oltayı yavaş yavaş suya bıraktılar. Şimdi yem 15 kulaçta bekliyordu.
Vakit ilerliyor, amatör balıkçı Muvakkar Orhon oltayı tutuyor, arkadaşı Selimpaşalı Arif de oltanın apiko, yani şakuli durması için rüzgar ve akıntıları kollıyarak kürek çekiyordu. Karanlık derinliklerde en ufak bir hareket yoktu. Şafak söktü. Sisli Marmara ufuklarında kurşuni bir aydınlık belirdi. Aynı anda da olta kımıldadı. Bir orkinos bekliyen Muvakkar Orhon oltayı bırakıp çekerek balığı oyalamaya ve yormağa başladı. Bir saat kadar uğraşmasına rağmen oltanın ucundaki balıkta en ufak bir yorgunluk sezilmiyordu. Muvakkar Orhon o güne kadar 300 den fazla Orkinos avlamıştı. Fakat bu balığın hareketleri onlardan hiçbirine benzemiyordu. Bir sene önce yakaladığı köpek balıklarını hatırladı. Onlar da yavaş ve ağır şeylerdi. Bu ise orkinos gibi kafa vurmuyor ve çok süratli hareket ederek kayıktakileri şaşırtıyordu.
Ellerinin derisi acıyan Muvakkar Orhon, Selimpaşalı Arif'i yanına çağırarak oltayı ona bıraktı. Bu arada balık üç mil kadar sandalı açmıştı. İki saat süren uzun bir mücadeleden sonra balığı yukarı çıkardılar. Fakat yaklaşmağa çekiniyorlardı. Çünkü, bu denizlerin en müthiş canavarı bir köpek balığı idi. İpi biraz boşluğa bırakıp balığı kalamaya alarak çekmeye başladır. Kafası kıyıya dönen canavar ağzındaki iğnenin acısı ile çağrılışa artık karşı koyamadı. Sığ sulara gelince de sarışın, uzun boylu; öbürü esmer ve kısa iki kişi, adam başına yirmi beş kuruştan halka bilet kesmekle meşguldü. Çadırdaki köpek balığının başında da uzun boylu bir adam meraklılara izahat veriyordu:
-Ağırlığı mı? ... Tam üç ton elli beş kilo. Ben ve dışardaki bilet kesen iki kardeşim yakaladık. Tam sekiz saat uğraştırdı bizi. İlk çıkışında denizaltı sandım. Bir aralık sandalın başını kapmak için ters döndü. Köpek balıklarının alt çeneleri kısadır. Onun için kapacağı zaman ters döner. İşte o vakit zıpkını yapıştırdım. Bunlar yanlız gezmez, Marmara'da daha başkaları da vardır. Yılbaşından sonra yene çıkacağız.
Balıkhane kayıtlarında ise canavarın amatör balıkçı Muvakkar Orhon tarafından tutulduğu, 2000 kilo ağırlığında olduğu ve 250 liraya satıldığı yazılıydı. Yurdumuzdaki balık avı sporcularının başına gelen, en büyük aşk ve ihtirası deniz olan ve bütün amatörler gibi masrafının ancak dörtte birini çıkaran Muvakkar Orhon, Eminönünü'nde oynanan bu komediden habersiz, o sırada uzun bir dürbünle Burgazadası'ndaki evinin balkonundan kabarık ve dumanlı denizi seyrediyor, yeni bir balık avına çıkmak için havanın düzelmesini bekliyordu.
Soldaki fotoğraf: Meraklılar - Eminönü'ndeki çadırda teşhir edilen köpek balığını görebilmek için halk itişe kakışa bilet alıyor, sonra canavarın karşısına geçip hayret ve ilgi ile onu seyrediyordu.
Sağdaki fotoğraf: Ağzı - Bu ağzın ne büyük bir iştahla kurbanın üstüne atıldığını ve onu koca dişleri ile adeta kemirdiğini halka göstermek için canavarın çeneleri kalın bir tahta kazık ile açık tutulmuştu. Bazan yakalanan büyük boy olta balıklarında bile bu korkunç dişlerin açtığı çentikleri görmek mümkündür. Bunlar doymak bilmiyen köpek balıklarının ağzından nadir olarak kurtulabilen balıklardır.
Büyük dayısı Muvakkar Orhon ile ilgili bu fantastik haberi paylaşan Erhan Erbelger'e çok teşekkür ederim.
Comments